Altın, binlerce yıldır güvenin ve kalıcılığın sembolü. Hem yatırım aracı hem de kuyumculuk sektörünün vazgeçilmez hammaddesi olarak Türkiye’de ayrı bir yere sahip. Ancak son yıllarda altın ticaretinde, özellikle ithalat ve ihracat süreçlerinde ciddi zorluklar yaşanıyor.
Peki, altın dünyanın her yerinde aynıyken, Türkiye’de ticaretini bu kadar karmaşık hale getiren unsurlar neler?
1. İthalat Kotaları ve Düzenlemeler
2023 yılında devreye giren uygulama ile işlenmemiş altın ithalatı aylık 12 tonluk kota ile sınırlandırıldı.
Bu kota, resmi kanallardan altın tedarikini kısıtladığı için:
- Atölyeler ve üreticiler hammadde bulmakta zorlanıyor,
- Kaçak altın ticareti artıyor,
- Maliyetler yükseliyor.
Türkiye’de ithalat yalnızca Borsa İstanbul üyesi kuruluşlar üzerinden yapılabiliyor. Bu da sektörün esnekliğini azaltıyor.
2. Lisans ve Bürokratik Engeller
Altın ticareti için Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan lisans almak şart.
İthalat ve ihracatta gümrük, menşe, konsolosluk onayları gibi çok sayıda belge gerekiyor. Bu süreç, özellikle küçük atölyeler için zaman kaybı ve maliyet anlamına geliyor.
3. Döviz Kuru Riski
Altın, uluslararası piyasalarda dolar cinsinden işlem görüyor. Türkiye’de gram altın fiyatı da doğrudan USD/TL kuruna bağlı.
- Kur yükseldiğinde ithalat maliyetleri artıyor,
- Finansmana erişim zorlaştığında küçük üreticiler sıkışıyor.
Bu nedenle kur oynaklığı, sektörün en büyük risklerinden biri.
4. İşçilik, Vergi ve Ek Maliyetler
Altın Türkiye’de yalnızca yatırım aracı değil, aynı zamanda işlenmiş bir üründür.
İthal edilen altına:
- KDV,
- İşçilik maliyetleri,
- Marka ve atölye farkı eklenir.
Bu da hem yatırımcının hem de tüketicinin ödediği fiyatın dünya fiyatının üzerine çıkmasına yol açar.
5. Kültürel Talep ve Arz Dengesizliği
Türkiye’de altın, düğünlerden özel günlere kadar kültürel hayatın vazgeçilmezidir.
Yaz aylarında artan düğün sezonu, talebi yükseltir. Kota ve düzenlemeler nedeniyle arz daralınca, iç piyasada fiyatlar dünya fiyatının üzerine çıkabilir.
6. Kaçakçılık ve Kayıt Dışı Ticaret
Resmi ithalatın sınırlandırılması, kayıt dışı yollarla altın girişini artırıyor.
Bu durum:
- Vergi kaybına,
- Piyasa dengesizliğine,
- Küçük atölyelerin rekabet gücünün azalmasına yol açıyor.
Sonuç: Altının Evrensel Değeri, Türkiye’nin Yerel Gerçeği
Altın dünyanın her yerinde aynı değerli metal. Ancak Türkiye’de ithalat kotaları, lisans engelleri, döviz kuru riski, vergiler ve kültürel talep gibi unsurlar, altının ticaretini karmaşık hale getiriyor.
Bu zorluklar, altın sektöründe faaliyet gösteren atölyelerden ihracatçılara kadar herkesi etkiliyor. Uzun vadede daha şeffaf, dengeli ve esnek düzenlemeler, hem iç piyasayı hem de uluslararası rekabet gücünü artıracaktır.
Revaç Gold Yorumu
Biz Revaç Gold olarak, Türkiye’nin altın piyasasında yaşanan bu zorlukları yakından takip ediyor; atölyelerimizin üretimlerini sürdürülebilir kılmak için güvenilir yarı mamul çözümler sunuyoruz.
Her koşulda amacımız, sektörün gücünü ve Türkiye’nin altın ihracatındaki rolünü desteklemek.
📍 Detaylar için: www.revacgold.com